SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ZÜHD VE RİKAK BAHSİ

<< 2965 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

11 - (2965) حدثنا إسحاق بن إبراهيم وعباس بن عبدالعظيم - واللفظ لإسحاق - (قال عباس: حدثنا. وقال إسحاق: أخبرنا) أبو بكر الحنفي. حدثنا بكير بن مسمار. حدثني عامر بن سعد قال:

 كان سعد بن أبي وقاص في إبله. فجاءه ابنه عمر. فلما رآه سعد قال: أعوذ بالله من شر هذا الراكب. فنزل. فقال له: أنزلت في إبلك وغنمك وتركت الناس يتنازعون الملك بينهم؟ فضرب سعد في صدره فقال: اسكت. سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول "إن الله يحب العبد التقي، الغني، الخفي".

 

[ش (إن الله يحب العبد التقي الغني الخفي) المراد بالغنى غني النفس. هذا هو الغني المحبوب، لقوله صلى الله عليه وسلم "ولكن الغنى غنى النفس". وأما الخفي، فبالخاء المعجمة. هذا هو الموجود في النسخ، والمعروف في الروايات. ومعناه الخامل المنقطع إلى العبادة والاشتغال بأمور نفسه. وفي هذا الحديث حجة لمن يقول: الاعتزال أفضل من الاختلاط].

 

{11}

Bize ishak b. ibrahim ile Abbas b. Abdi'l-Azîm rivayet ettiler. Lâfız ishâk'ındır. (Abbas: Haddesenâ; ishâk ise Ahberanâ tâbirini kullandı. Dediki): Bize Ebû Bekir EI-Hanefî haher verdi. (Dediki): Bize Bükeyr b. Mismâr rivayet etti. (Dediki): Bana Âmir b. Sa'd rivayet etti. (Dediki):

 

Sa'd b. Ebî Vakkâs develerinin arasında idi. Müteakiben oğlu Ömer geldi. Sa'd onu görünce: Şu binek gelenin şerrinden Allah'a sığınırım, dedi. Ömer indi ve babasına: Sen develerinin ve koyunlarının arasına indin de, halkı mülk hususunda aralarında çekişmeye terk mi ettin? dedi. Bunun üzerine Sa'd onun göğsüne vurarak:

 

— Sus! Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i:

 

«Şüphesiz ki, Allah müttakî, zengin, kendini ibâdete veren kul'u sever.» buyururken işittim, dedi.

 

 

İzah:

Bu hadîsdeki zenginlikten murad; gönül zenginliğidir. Makbul olan zenginlik de budur. Çünkü bir hadîsde :

 

«lâkin zenginlik gönül zenginliğidir.» buyurulmuştur. Kaadî İyâd buradaki zenginlikten mal kastedildiğine işaret etmiştir.

 

Hadîs-i şerif uzletin yâni; insanlar arasına karışmayıp bir taraf'a çekilmenin efdal olduğunu söyleyenlere delildir. Mes'ele ihtilaflıdır. Ulemanın bu bâbdaki kavilerini yeri geldikçe arzetmiştik. insan arasına karışmanın daha faziletli olduğunu söyleyenler, uzletin fitne zamanına mahsus olduğunu iddia ederler.